Der diesjährige Manzara Weihnachtsfilm zeigt Impressionen der Küstenstadt Ayvalik und die Freundlichkeit seiner Bewohner. Speziell für Manzara haben sich die meisterhafte Sängerin Nihan Devecioglu und der professionelle Musiker Barkın ENGİN (Replikas) gefunden, und das internationale Weihnachtslied Jingle Bells ganz neu, und sehr „speziell“, aufgenommen. Hören Sie’s? Ganz im Takt der orientalischen 9/8 Takt Rhythmus … Seyfo, einer der Ayvaliker Pferdewagenfahrer, nimmt uns als Noel Baba, mit auf einen Streifzug durch die Olivenfelder und die schöne Altstadt. Menschen freuen sich und begrüssen ihn mit kleinen Oliven-Glocken. Natürlich hat der auch Geschenke dabei: für die Ayvaliker, die Kinder und die Olivenpflücker. Begleitet wird er dabei stets von seinem treuen Pferd Fistik. Doch irgendwann kehrt kehrt auch er erschöpft zurück nach Hause, denn so ein Nikolaus, der hat ganz schön viel zu tun…
Bu seneki Noel filmi, kıyı şehri Ayvalık ve sakinlerinden izlenimler aktarıyor. İki profesyonel müzisyen şarkıcı Nihan Devecioğlu ve eski Replikas grubundan Barkın Engin, Manzara için özel olarak bir araya gelerek uluslararası Noel şarkısı Jingle Bells’i yepyeni ve çok “özel” yorumuyla kaydettiler. Duyuyor musunuz? tam 9/8lik dogu muzik ritmiyle … Ayvalık’ın at arabacılarından Seyfo, Noel Baba kılığında bizi alarak zeytin tarlaları ve tarihi şehrin içinde bir gezintiye çıkarıyor. İnsanlar, sevinerek zeytinden yapılma küçük çanlarla kendisini selamlıyorlar. Yanında hediyeler de getirmiş elbette: Ayvalıklılar, çocuklar ve zeytin işçileri için. Seyfo atı Fıstık’ın refakatinde o da yorgun argın eve dönüyor ve arkasında birakmış olduğu mutlu Ayvalıklıların resmiyle uykuya dalıyor.
Wie klingt ein arabesk-verschnörkeltes “Kling Glöckchen, klingelingeling”? Oder wie spielt sich die türkische Version von “Oh Tannenbaum” am Bosporus? Erfrischend – und ganz anders, als vermutet.
Gabi Kern-Altındiş und Erdoğan Altındiş, die seit zehn Jahren in Istanbul mit ihrem Projekt “Manzara Istanbul” neben Istanbuler Ferienwohnungen eine Begegungsstätte deutsch-türkischer Kunst und Kultur betreiben, haben es sich zur Tradition gemacht, jedes Jahr vor Weihnachten ein deutsches Weihnachtslied hier in Istanbul mit lokalen Künstlern zu vertonen und dazu einen Videoclip herzustellen.
Nasıl tınlar arabesk ağdalı bir Noel ezgisi acaba? Ya da Boğazın kıyısında nasıl gelirdi kulağa Türkçe versiyonu „Ey Çam Ağacı“ şarkısının? Cana can katardı herhalde – ve beklenenden çok başka bir havası olurdu kuşkusuz.
İstanbul’da on yıldan beri “Manzara Istanbul” adlı projeleriyle şehir içi tatil evlerin yanında Alman-Türk sanat ve kültür camialarını bir araya getiren bir mekan da işleten Gabi Kern-Altındiş ve Erdoğan Altındiş, her sene Noel öncesi bir Alman Noel şarkısını İstanbul’daki yerel sanatçılarla kaydederek bir video klip çekmeyi gelenek haline getirmiş bulunmaktalar.
Die Idee dazu kam, erzählt Erdoğan, als das Verschicken von über 2500 Weihnachtskarten an Gäste und Freunde von Manzara Istanbul zu viel und zu aufwändig wurde, und man nach einer neuen Möglichkeit suchte, weihnachtliche Grüße zu vermitteln. Gäste und Freunde wurden zu Rate gezogen. Gemeinsam kam man letztendlich darauf, ein Manzara-Weihnachtsmusikvideo zu drehen und dies per Link zu verschicken. Die Verbindung deutscher Weihnachtslieder mit Istanbuler Flair und türkischen Instrumenten lag auf der Hand: “Das ist es ja, was wir persönlich, aber auch mit “Manzara Istanbul” jeden Tag leben und erleben, die Verbindung der beiden Kulturen”, erzählt Gabi.
2500’ü aşkın Noel kartının Manzara İstanbul’un konuk ve dostlarına yollanma işlemi zahmetli bir hal alıp da Noel’de dostlara sevgi-selam iletmek için yeni yollar aranmaya başlanınca bu fikrin ortaya çıktığını anlatıyor Erdoğan. Konuk ve dostlara akıl danışılmış. Nihayet bir Manzara Noel Müzik videosu çekerek linkinin Manzara dostlarına ve konuklarına gönderilmesi fikrinde karar kılınmış. Alman Noel şarkılarının İstanbul’un havasıyla ilgisi apaçık ortada: “Bizim Manzara İstanbul sayesinde günbegün yaşadığımız şey de zaten bu; kültürlerin buluşması”, diye özetliyor konuyu Gabi.
Und diese Verbindung in einer solchen Form neu zu interpretieren und herauszuarbeiten, ist eine spannende und ungewöhnliche Idee. Die Symbolik dahinter ist außerdem wunderschön: Ein genereller Respekt gegenüber der anderen Kultur und deren Feste und Feierlichkeiten, denn: warum kann man sich nicht auch mit anderen einfach freuen? “Das Ganze”, fügt Erdoğan hinzu, “haben wir übrigens dann auch umgekehrt, in Zusammenarbeit mit der Unterbiberger Hofmusik gemacht, zum Zuckerfest”. Diese Projekte zeugen vom gegenseitigem Respekt, das Fest und die Tradition des Anderen anzuerkennen. Gleichzeitig ist es auch ein erfrischender Umgang mit Tradition und kultureller Vielfalt, wenn der Sazspieler den Tannenbaum besingt oder bayrische Trompeten zum Zuckerfest rufen.
Bu buluşmayı böyle bir biçimde yeniden yorumlayarak ortaya çıkarmak heyecan verici ve sıradışı bir fikir. Bunun ardında yatan sembolik anlam da ayrıca güzel: Diğer kültüre, bayram ve kutlamalarına gösterilen genel saygı. Zira bir insan neden diğer insanlarla beraber sevinip eğlenmesin ki? Biz, Şeker Bayramı’nda bavyeralı Unterbiberg Hofmusik Müzik gurubuyla işbirliğiyle bunun aynısının tam tersini de yaptık” diye ekliyor Erdoğan
(Videoyu izlemek için buraya tıklayınız). Bu projeler, bayramlara ve diğer kültürün geleneğine gösterilen karşılıklı saygının ispatı niteliğindeler. Saz üstadının “Çam Ağacı” şarkısını çalması ya da Bavyera borazanlarının Şeker Bayramı’nda ötmesi gelenek ve kültürel çeşitlilikle içiçe olmanın alternatif bir biçimi de aynı zamanda.
Einmal hat sich das Manzara Istanbul-Team das Lied “In der Weihnachtsbäckerei” ausgesucht, und zwar aus folgendem Grund, wie Gabi erzählt: “Eines unserer Symbole ist das der ineinander verschlungenen Simit mit Brezel. Damit wollen wir die Verbindung der beiden Kulturen ausdrücken und das, was wir als eine unserer Aufgaben sehen: nämlich diese Verbindung zu leben und zwischen den Kulturen Kommunikation zu schaffen. Um dieses Symbol hervorzuheben, haben wir uns ans Backen gemacht. ” Zusammen mit Schülern der deutschen Schule wurde dann vor 2 Jahren ein Weihnachtsclip produziert.
Bir defasında Manzara İstanbul, üzerinde çalışmak için “Noel Pastanesi” şarkısını seçmişti. Sebebini Gabi anlatıyor: “Sembollerimizden bir tanesi iç içe geçmiş bir simit ve brezel. Bununla bu iki kültürün bağına ve görevlerimizden biri olarak gördüğümüz şeye bir vurgu yapmak istiyoruz: Bu bağı yaşayarak kültürler arasında iletişimi sağlamak. Bu sembolü öne çıkartmak için kolları sıvayarak pasta yapmaya koyulduk.” Alman Lisesi öğrencileriyle beraber iki sene önce bu faaliyeti gösteern bir Noel klibi üretildi.
Die Weihnachtsvideos von Manzara Istanbul sind ungewöhnlich und auf ihre Weise zauberhaft. Und erzählen mit Melodien und Bildern so viel von der Schönheit, die entsteht, wenn unterschiedliche Kulturen zusammenkommen. Weitere Weihnachtslieder mit türkischen Klängen findet ihr auf der Vimeo-Seite von Manzara Istanbul.
Text: Marie Hartlieb (Maviblau)
Manzara İstanbul’un Noel videoları sıradışı ve kendilerine has halleriyle büyüleyicidirler. Ve de ezgi ve imgelerle farklı kültürle bir araya geldiğinde ortaya çıkan güzellikten o kadar çok şey anlatırlar ki… Türk ezgileriyle bezeli daha çok Noel şarkısını Manzara İstanbul’un Vimeo sayfasında dinleyebilir ve izleyebilirsiniz.